ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

ARAPGİR

MALATYA İLİ ARAPGİR İLÇESİ
ARAPGİR İLÇE TANITIM
ARAPGİR MALATYA İLİNE BAĞLI BİR İLÇEDİR...
arapgir
malatya arapgir
arapgir malatya
ARAPGİR İLÇE TARİH
Arapgir, ilk salnamenin yayınlandığı 1847 de Harput Eyaletinin bir livası (sancak) statüsündedir. 1847 de Arapgir Kaymakamı olarak Kapucubaşı Hüseyin Bey bulunmaktadır. Kapucubaşı Hüseyin Bey 1850 li yıllarda Kaymakam olarak görülmektedir. Salnamede Belediye ve Hükümet Konağını Çarşı başında gösterir. Şu an park olarak kullanılan yerde kanatlı kapılara sahip, üç katlı, geniş bir avlusu bulunan Hükümet Konağı’na çift ahşap merdivenle çıkılmaktaydı. 
Üçüncü katı Kaymakamlık Makamı’nın çalışma dairesidir. Kagir bina dikdörtgen plana sahip 400 metrekare civarında idi. 1967 li yıllara kadar yüz yılı aşkın süreyle Kaymakamlık Makamı olarak hizmette bulunmuştur. Kaymakamlık bu tarihten itibaren yeni Hükümet Konağı yapılıncaya kadar Belediye Hanı olarak bilinen Millet Hanı’na taşınmıştır.
Asur devletinin yıkılmasına kadar Asur hegamonyasında kalıyor. Asur Devleti aldığı yerleri sömürür. Fakat imar etmez işte yüz senelik egemenliği sırasında da Arapgir ve Malatya´da hiçbir eser bırakmamışlardır. Asurluların Arapgir´e tek büyük faydaları memleketi Kimmer akınından masum bırakmalarıdır. M.Ö. 612´de Asur Devletini yıkan Medler Arapgir´i egemenliklerine aldılar. 330 yılına kadar Arapgir Medlerde kaldı.
 Medlerin Doğu İran´da uğraşmalarından faydalanan Ermeniler merkezleri Ahlat olarak Urartulann ülkesinde bir Ermeni krallığı kurdular. Ermenilerin bir sürede Sakaların yönetiminde kalan Arapgir Med İmparatoru Keyaksar´ı Lidya üzerine giderken bütün Anadolu´yu yeniden kendine bağladı. Arapgir önce Med sonrada Pers İmparatorluğunun bir parçası olarak 215 yıl kaldı.
Üzüm, yüksek şeker içeriğinden dolayı, kalori değeri yüksek bir besin maddesidir. Ayrıca mineral maddelerden kalsiyum, potasyum, sodyum ve demir yönünden zengin olduğu gibi, bazı vitaminler yönünden de önemli bir kaynak olarak kabul edilir. 
Ancak, üzümün beslenme değerini oluşturan maddelerin niteliği ve miktarı, taze veya işleme sonucunda dönüştüğü mamul ürüne bağlı olarak değişmektedir. Yaş üzüm ile karşılaştırıldığında, kuru üzüm ve pekmez, daha az su içerdiklerinden daha yüksek kalorili, demir ve kalsiyum mineralleri bakımından daha zengindirler. Üzüm, bazı karaciğer hastalıkları ile kansızlığın tedavisinde etkilidir. Yüksek tansiyonu kontrol altında tutar. Ayrıca içerdiği meyve asitleri ve lifli yapısı ile mideye zarar vermeden, böbrek ve bağırsak sisteminin çalışmasını düzenler, kanın temizlenmesine yardımcı olur. Yüksek kalori içeriğine karşın, çok düşük miktarda yağ ve protein içerdiğinden ideal bir diyet besinidir.
Arapgirli'dir. 1632 yılında doğmuştur. Kapıcıbaşı olup Cemaziyülevvel 1168’de (Şubat 1755) kapıcılar kethüdası oldu. 16 Muharrem 1169’da (22 Ekim 1755) çekemeyenlerin gammazlaması ile azledilip Rodos’a sürüldü. Safer 1171’de (Ekim-Kasım 1757) serbest bırakıldı. Uzun süre gözden düşmüş kaldı ve sonra bazı görevlerde bulundu. Şevval 1183’de (Şubat 1770) çavuş başı ve Şevval 1184’de (Ocak-Şubat 1771)silahlar ağası olup Zilkade’de (Şubat-Mart) Tırnova taraflarına zahire sevki bahanesiyle uzaklaştırılmış ve 1185’de (1771/72) mirimiranlıkla Selanik mutasarrıfı olup ordu sürücüsü olmuştur. Ardından vezir rütbesi ihsan olundu. Barıştan sonra görevine gitmeye memur olup Safer 1188’de (Nisan-Mayıs 1774) Kandiye muhafızı ve sonra Mısır valisi oldu. Vezirlik de yapmıştır. İstanbul’ da bir çok hayratı vardır. Receb 1189’da (Eylül 1775) vefat etmiştir.
Arapgirli'dir. Eski Saray’a girip kilerci başı oldu ve П. Süleyman’ın tahta çıkışında (1687) emekli olup validesi Saliha Sultan’a kethüda oldu. Valide sultanın vefatında İstanbul’da defterdar vekili ve darphane emini oldu. П. Mustafa’nın tahta çıkışında (1695) Gülnüş Emetullah Valide Sultan’ın kethüdası olmuş. 20 seneden fazla bu hizmette bulundu. Rebiyülahir 1127’de (Nisan 17159 vezir rütbesiyle İstanbul kaymakamı oldu. O sene Zilhiccesinde (Araplık) Boğaz muhafızı olmuştur. 1128’de vezirliği kaldırılarak Boğaz Hisarı’na sürüldü.
 Cemaziyelevvel 1128’de Şeyhülharem olup denizde Mısır’a gitti ve bir süre Mısır valisi olarak görev yaptı. . Bu senenin Zilhiccesinde (Kasım-Aralık 1716 ) dönerek tekrar İstanbul’a kaymakam oldu. Muharrem 1130’da yaşlılık hastalığı ile emekli oldu. Ortaköyde’ki yalısıyla Süleymaniyede’ki konağında oturup Cemaziyelevvel 1135’de vefat ederek Üsküdar da Valideyi Cedid Camii’nde kabristana defnedildi. Yaşı 90’a yakındır. Akıl ve temkin sahibi, Salih, dindar olup Erkan-ı Saltanattan biriydi. Galatada adı geçen validenin camii yakınında bir darülhadisi vardır ki, halen galata mahkemesidir. 1775 ’de vefat etti.
Arapgirli'dir. İstanbul’a gelip kapıcı başı, kasap başı, 1222’de arpa emini, 1226’da ikinci defa kasap başı ve sonra gümrük emini oldu. Bir hayli yıl kalıp sonra tophane nazırı oldu. Zilhicce 1235’de Mühimmat nazırı oldu. Recep 1236’da azledilip Arapgir’e sürgün olundu. Ardından vezirlikte Kars muhafızları ve Muharrem 1239’da Bozok ve Kayseri mutasarrıfı olup 1241’de ayrıldı. Sonra Karsa gidip sonra 1243’de Karahisar’da oturdu. 1244’de İstanbul’a gelince Boğaz muhafızı oldu. 1245’de ilaveten tekke sancağı verildi. 1246’da Sahilhanesinde oturdu. 8 Recep 1254’de vefat ederek Haydarpaşa’ya defnedildi. Tedbirli ve servet sahibi idi. Oğullarından biri Ömer Tahir Bey’dir. Digeri Nuri Bey’le Edlem Paşa ve Süreya Paşa’dır. Nuri Beyin annesi Kamertab kadın ve Süreyya Paşa’nın annesi Hesna kadındır. Yeğeni Mevaliden Salih Bey ile Yusuf Kamil Paşa’dır.
1870 yılında İstanbul'da doğan Cevat Paşa, Mehmet Şakir Paşa'nın oğludur. Annesi Arapgir'in Sıhhi 1 Mahallesinden Yaldızcı (Aynacı) zadelerindendir. İlk, Orta ve Lise tahsillerinden sonra Harp okuluna giren Cevat Paşa 1849'da Kurmay Yüzbaşı olarak çıkmıştır. Maiyet- i Seniye Erkânı harbiyesinde bulunduğu gibi daha birçok askeri görevlerde yapmıştır. 1908 Meşrutiyet inkılâbında hassa ordusunda tümen kumandanı olmuş ve ferik (Tümgeneral) Erni almıştır. 
Daha sonra Cevat Paşa, Harp Akademisi Müdürü, Birinci Ordu Müfettişi, Erkânı Harbiye Başkanı olmuştur. 1915'de Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı iken bu görevi Cevat Paşa'yi bütün dünya milletlerine tanıtmaya sebep olmuştur. Boğaz müdafaasında ki kahramanlığı Türk tarihine en parlak ve şerefli bir sahife olarak geçmiştir. Daha sonra Galîçya'da Ordu Kumandanı olarak bulunmuştur.
 Filistin cephesinde 7. Ordu Kumandanı olan Atatürk'le silah arkadaşlığı yapmıştır. Mondoros Mütarekesi sırasında Genel Kurmay Başkanı bulunan Cevat Paşa, Atatürk'ün yapacağı işler hakkında bilgi sahibi idi. Cevat Paşa Büyük Millet Meclisine aza olmuş, daha sonra Adana ve Elcezjre kumandanlığına tayin edilmiştir. 18 Mart Kahramanı Cevat Paşa, Anafartalar Kahramanı Atatürk'ün en yakın silah ve fikir arkadaşıdır. Kendi isteği ile Orgenerallik’ tan emekliye ayrılmış ve 13 Mart 1938'de İstanbul'da vefat etmiştir
1805 yılında Arapgir'in Eskişehir Mahallesinde doğmuştur. Gümrükçü Osman Paşanın yeğeni Gök Beyi Hanedanından İsmail Bey Zadenin oğludur. İstanbul'a götürülerek Gümrükçü Osman Paşanın yanında ve onun memuriyette bulunduğu yerlerde hususi hocalardan ders alarak yetiştirmiştir. Bir süre Divan/ı Hümayun kalemine devanı etmiş ve sonra Mısır'a gitmiştir. Mısır'da bir memuriyete tayin için Mehmet Ali Paşa 'ya verdiği dilekçe çok beğenilince huzura çağrılmış ve Paşa kendisi ile konuşunca liyakatini ve zekasını beğenip Mısır hazine katipliğine tayin etmiştir. Bir taraftan Mısır'da memuriyetlerde bulunurken diğer taraftan ilim ve irfanını ikmale çalışmış ve Fransızca da öğrenmiştir. Kaymakam Er ile askerliğe gitmiş, beş sene sonra Mirliva olmuştur. 1844'te İstanbul'a gelmiş ve çok kalmadan tekrar Mısır'a dönmüştür. Mehmet Ali Paşa, Kızı Zeynep Hanımı Kamil Paşa ile evlendirmiştir. Mehmet Ali Paşanın kızı Zeynep Hanımla evlendiği için "Mısırlı" ve Zeynep- Kamil lakapları ile de anılan Yusuf Kamil Paşa, 1876 yılında Bebek' deki yalısında 70 yaşında vefat etmiştir.
Akşamdan un elekle teştte elenir. Elenen una maya (bu, bir önceki ekmek hamurundan ayrılan bir topak ekşimiş hamurdur.) katılır. Su, tuz eklenir ve yoğrulur. Cıvıkça, bir kıvamda hamur haline getirilir, sabaha kadar dinlenmeye bırakılır. Sabahleyin hamur kabarmış (mayalanmış) olur. Daha sonra ekmek damındaki ocak yakılır. Ekmek sacının altı kül ile sıvanır ve ocağa yerleştirilir. Ekmek tahtası, oklava, merdane, aktaraç ocağın yanına hazırlanır. Hamurdan bir topak “hamur eğişi” ile kesilip alınır. Ekmek tahtasının üzerinde önce merdane ile hafifçe düzlenir, oklava ile 20 cm. çapında açılır ve elenir. Ekmek tahtasının üzerinde önce merdane ile hafifçe düzlenir, oklava ile 20 cm. çapında açılır ve ele alınarak kollara çarpa çarpa ekmek haline getirilir ve sacın üzerine atılır. Aktaraçla döndürülerek pişirilir.
Önce hamuru için olan sıvı malzemeleri katıp karıştırıyoruz, ununu ve tuzunu ilave edip yoğuruyoruz. Ele yapışmayan bir kıvamda olmalı.Bu yoğrulan hamuru 10 küçük bezeye ayırıyoruz.Her birini nişasta serperek küçük tatlı tabağı kadar açıyoruz.Her kata nişasta serpiyoruz.10katlı hamuru önce elimizle biraz açıp sonra oklava yardımıyla tepsi büyüklüğünde açıyoruz.Onları su bardağı ağzıyla kesiyoruz.İçine ceviz ve yumurta akı karışımını veya benim yaptığım gibi fındık,tarçın,şeker ve yumurta akını koyup dudak şekli verip tepsiye diziyoruz.Bir tavada eritip kaynattığımız margarin veya tereyağını tatlının üstüne kaşık yardımıyla döküyoruz.170 derecelik fırında üstleri kızarana kadar pişiriyoruz.(30-35 dakika da pişti.)
Malzemeler


4 adet iri kuru soğan


iç malzemesi için;
2 su bardağı pirinç
1 su bardağı kıyma
1 yemek kaşığı dereotu
Yarım su bardağı sıvı yağ
bir buçuk yemek kaşığı salça
1 tatlı kaşığı pul biber
1 tatlı kaşığı karabiber
yeterinde tuz


Hazırlanışı


İç malzememizi pirinçleri iyice yıkayıp karıştırıyoruz, soğanların üzerini ve altını çok az kesip soyuyoruz, derin bir tencerede bol suda içleri çıkana kadar hafif haşlıyoruz, (haşlanırken çatalla üzerine basın içi çıkmaya başladığında oldu demektir). Soğanın her yaprağına büyüklüğüne göre bir kaşıktan biraz az iç koyup sarın, düdüklü tencerede üzerine biraz sıvı yağ dökün, üzerine çok çıkmayacak şekilde (yaprak sarması usulü)su koyun biraz tuz ekleyin, düz bir tabak koyarak yaklaşık 25, 30 dakika pişirin
BAKLAVA
Malzemeler


Hamuru için
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
3 yumurta
yarım çay bardağı sirke
tuz
aldığı kadar un
1 paket nişasta
400 gr ceviz
yarım paket margarin
250 gr tereyağı


Şerbeti için
1,5 Kilo şeker
1,5 litreden bir bardak fazla su


Hazırlanışı


Hamur malzemelerinden yumuşak bir hamur yoğrulur ve yarım saat dinlendirilir. Cevizler dövülüp yapılan hamur dört parçaya bölünür ve her bir bezeden ceviz büyüklüğünde 15 beze çıkarılır. Ceviz büyüklüğündeki bezeler üzerilerine nişasta dökülerek büyütülür. 15 beze üst üste konulur ve merdane yardımı ile tepsi büyüklüğünde tekrar büyütülür. Üzeren ceviz içi serpilir ve diğer bezelere de aynı işlem uygulanır tüm bezeler bitince istenilen şekilde kesilir ve üzerine tereyağı ve margarin eriterek dökülüp fırında pişirilir… Şerbet yaklaşık kısık ateşte bir saat kaynadıktan sonra sıcak olarak soğuk hamurun üzerinden dökülür…
ETLİ YAPRAK SARMASI
için Malzemeler :
1/2 su bardağı kahverengi mercimek
1 su bardağı erişte
1 baş (büyükçe) kuru soğan
1 yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
3 yumurta kadar yağ
Tuz - karabiber - yaprak kırmızı biber
1 limon
yemeğinin hazırlanışı:
Bir tencerede yağ eritilir, küp şeklinde doğranmış soğan ilave edilerek pempeleştirilir. Biber ve domates salçası sulandırılmış olarak koyu­lur. 5-6 bardak et suyu ve su konarak kaynamaya bırakılır. Ayıklanmış, yıkanmış mercintek suya ilave edilir ve pişirilir. Tuz atılır. Mercimeğe kırılan erişteler ilave edilir. 3-4 taşım kaynatılır. Ateşten alınır. Sıcak olarak servis yapılır. Serviste isteğe bağlı olarak karabiber, kırmızıbiber ve limon suyu ilave edilebilir
İÇLİ KÖFTE
KÖMBE2 su bardağı buğday unu 2 su bardağı kepek unu 1 tatlı kaşığı yaş maya su tuz Yarım paket tereyağı 3 yemek kaşığı un Yarım kg. kavurma 1 adet yumurta sarısı çörekotu 2 cins un karıştırılır, suda eritilmiş maya ve su eklenir. Kıvam alana kadar su eklenerek yoğrulur, 1 saat dinlendirilir. Hamur 4 parçaya bölünür, küçük tepsi büyüklüğünde açılır, yağlanmış tepsiye yerleştirilir. Üzerine kavurmanın yarısı konur, kat kat kavurma ve hamur konur. Yumurta sarısı sürülür, çörekotu serpilir, 45 dakika pişirilir.KAYMAKLI KAYSI TATLISIİslimli kayısı akşamdan suda ıslanır. Kükürt kokusu gidinceye kadar suyu değiştirilerek bu işlem yapılır. Yıkandıktan sonra süzgece dökülür. Diğer taraftan şeker kestirilerek koyuca bir şıra hazırlanır. Kayısılar şıraya atılır. Yumuşayıncaya kadar kaynatılır. Kevgirle bir tepsiye alınıp soğutulur. İçine kırılıp soyulmuş kayısı çekirdeği birer adet koyulur, içine kaymak da konulur. Üzerine tekrar artan şıra dökülür. Üzeri yeşil fıstıkla süslendikten sonra servis yapılır.BASTUKBastuk el ile doğranır, tavada yağ eritilir, içine bastuklar bırakılır. Biraz kavrulur, üzerine yumurta kırılır, ateşten indirilir. Ceviz Dövülerek üzerine dökülerek servis edilirKABURGA DOLMASIMalzemeler: 2 kg.lık bir kaburga 1 kase pirinç 2 baş kuru soğan 2 yemek kaşığı tereyağı 1 demet maydanoz tuz karabiber. Yapılışı: Kaburganın üst derisi kaldırılarak bir oyuk meydana getirilir. Pirinç yıkanır. İçine soğan, maydanoz doğranır. Tuz, biber, baharat eklenir, hepsi karıştırılır. (İçine etin yağından da doğranabilir.) Oyulan bu yere malzeme doldurulur. İğneyle dikilir. Tereyağında hafif pembe kızartılır. Diğer tarafta küçük doğranmış soğanlar tereyağında kavrulur. Salça ilave edilir, su da konularak kaynatılır. Kaynayan salçalı suya kaburga dikkatlice konarak pişirilir. Pişen kaburga bir tepsiye alınır. Sosu da üzerine dökülerek fırında hafif kızartılarak servis yapılır.